Samsunspor’umuz 0:3 İstanbulspor


Maç hakkında yorumlarım.

Maç başlığında yazdığım tüm mesajlarımda maçın çok önemli olduğundan, rakibin güçlü olduğundan ve bizim eksik olduğumuzdan bahsettim, bu eksiklikle rakibi durdurmanın tek yolu vardı iki defansif orta saha ile oyuna başlamak ve bu şekilde oyunu tutup devam etmek. Oyuna hoca mantıklı olan 4-2-3-1 11 i ile başladı, önde elimizde bu işi en iyi yapacak ferhat ile başlamayacağını bildiğimiz için muhsin oğuz demiştik, o şekilde başladı ve ilk yarıyı fazla ezilmeden ki bana göre rakip yine bizden daha fazla oyuna hakimdi , ilk yarıyı tamamladık, bir iki pozisyonda bulduk.

İkinci yarıya başladığımızda hocanın takıma her pozisyonda kızmasının sebebi anlaşıldı, oyuncuları ileri gitmediği kendi sahamızda oyunu kabul ettiğimiz için kızıyormuş, ve kızgınlığı ikinci yarıya hem taktik hemde oyuncu anlamında değişiklikler başladı, bizi orta sahada yıkacak rakibinde en fazla istediği, defansif orta sahalı oyun anlayışından kanatlara oyunu yayıp ofansif anlayışı tercih etti, ona göre ilk yarıda kızdığı oyunu kendi sahamızdaki kabul etme durumu tam tersine dönecekti! Çok yanlış bir taktik anlayışıyla ikinci yarıda gereksiz bir risk alarak oyunu ve skoru rakibe teslim etti.

Bana göre bu 0-3 ün en büyük sorumlusu olarak, her zaman beğendiğim Ertuğrul Sağlam yazılır.

Kovid den ve oyuncularımızın beraber oynamaması sonucundaki doğan takımdaki olumsuz durumu rakibi kendi sahamızda ve orta alanda savunarak azda olsa yaptığımız ataklarla gol arayarak tersine çevirebilirdik. Hem takım eksik, hem güçsüz, hemde beraber oynamamış, ilk yarıda bağıra çağıra takımı ileriye çıkması için uyarıyorsun! Sonra kızıp takımı ve taktiği tamamen değişiyorsun. Elinde buna göre kullanılacak kadro ve güç yok ki, takım kovidden çıkmış sahada ayakta duramıyor. Rakip ligin en iyilerinden.

Daha önceki maç yorumlarımda Ertuğrul Hocanın basın toplantısında çok stresli olduğunun, bununda sebebinin takımdaki yetersizliği görmesi olduğundan bahsetmiştim, bu stresli durumu takıma ilk yarıdaki tepkileriylede netleşti, bu durum ikinci yarıdaki değişim ve hareketleriyle takıma olumsuz yansıdı.

Bu maça diğer maçlardaki taktiğini değiştirip iki defansif orta saha ile başlaması ne kadar doğru bir kararsa, hala Ferhat’ı o bölgenin en iyi ismi olarak kadroya almaması da o kadar yanlış bir karardır. İkinci yarıda muhsini yada oğuzu çıkaracaksan takımızda o bölgede bu işi en iyi yapacak olan Ferhat’ı neden hala kadroya almıyorsun.Bu Ferhat’ın durumu nedir?

Hocanın basın toplantısındaki gördüğüm durumu maalesef bu maça olumsuz yansıdı, alın işte Kubilay’ı görün der gibi oldu şimdi, forvetmi varda oynatalım der gibi oldu, biz uzay takımı değiliz siz ne sanıyorsunuz dediği çıktı !

Ama mevzu bu değil, biz ilk yarıdaki taktiği korusaydık, kızgınlıkla hiç yapmadığı sayıda oyuncu ve taktik değişikliği ile hazırlık maçı havasına sokmasaydık bu önemli maçı, en az beraberlikla ayrılırdık, galipte gelebilirdik. Biz bir taraftar olarak bunları görüyorsak, “1,5 saat maç izleyip bizi eleştiriyor” dediği taraftar bunu görüyorsa, Hocanında görmesi lazım.

Bu olumsuz stresli havanın, özellikle hoca için, biran önce dağılması ve beraber oynayan oyuncularımızın, belli bir ilk 11 in, biran önce oturması, rakibe göre taktiğin belirlenmesi gerçeğinin unutulmaması, maçlara çıkmadan önce rakinin silahlarının bilinmesi ve önlem alınması, ilk yarıda oyunculara kızıp ASIL GEREKLİ OLAN TAKTİKTEN vazgeçilmemesi, oyuncularla kişisel problem varsa (ferhat gibi) bunların bir kenara bırakılması ve sezonun inşallah en az ilk 6 da tamamlanması dileğiyle.

GEÇMİŞ OLSUN SAMSUNSPORUM.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.